30 Ocak 2012 Pazartesi

Kaşar Geri Döndü !!!


EveeeeeeeeeeeeeT... Uzun bir aradan sonra soğuk kış günü aranıza geri dönüp sıcak neskafemle sizlerin       ( yani beni takip eden herkes ) arasına sığışıp sohbet etmeyi özledim. Benim daha tanışmadığım beni takip eden nice tatlılarım ( ben takipçilerime böyle seslenirim ) hepiniz kamarama hoşgeldiniiizzz * Önce duş alın sonra yanıma uzanın bakiyim. 
Keyifli bir ~sosyal masturbasyon~ yapmayalı çok oldu çünkü...


Bir yıl daha her zaman ki gibi altımızdan 'kaydı' gitti. Neden mi alt ?? Çünkü ben üstte olmayı severim tatlım =) Yatakta da hayatta da yukarıdan bakıp aşağada olan biten şapşallığı seyrederim gerek zevk alırım gerekse alır gibi yaparım ama yaptığım işi her zaman sonlandırırım.

Herneyse,

Etrafımda arsız yüzsüz bi hayli ÇOK . Özellikle bazı kadınlar ile tek ortak noktam küçüklüğümüzde supradyn (yılların iştah açıcı sarı renkli şurubu) içmiş olma ihtimalimizin olmasıdır diye düşünüyorum bazen. Arkadaşımla benim ayaklarımızın koktuğu düşüncesiyle pofuduk terliklerin önümüze atılmasıyla bu düşüncem daha bi netleşti.

Bölümden bir arkadaşımızın kız arkadaşıyla birlikte yaşadığı evinde misafirdik. İçeri girip salona oturduktan sonra burnumuzu keskin bir kokunun yarması ile yapılan ilk hareket oldu bu. Yanımda oturan arkadaşımın yağmurdan ıslanmış yünlü çorapları koku eylemini gerçekleştirdiğini bas bas bağırıyordu. Evin kedisi bile kokunun etkisiyle garip triplere girmiş ardından ıslak çorapları düşmanı bellemişti. Bakışlarıyla sehpanın altından süzüyordu ayak parmaklarını.. Ev sahibi de (yani hem cins bayan arkadaş ) milletimizin yıllardır uyguladığı taktik olan "Yerler soğuk şunları üşütmeyin giyin." deyip ama içerisinde "Ayaklarınız g.tüm gibi kokuyor.Salondaki yaşam şartları tükenmeden giyin şunları !!" gibi gizli mesaj içeren klasik cümleyi söyledi. Terliği uzatan bir bayandı sonuçta. Akıllı ve sinsiydi . . . Kokunun yünlü çoraptan geldiği çok belliydi. Ama kendi erkek arkadaşının ayaklarıma iltifat etmesinin vermiş olduğu dayanılmaz hazımsızlık, ayaklarımı ortadan kaldırmasına yetecek bir sebepti.

Ben de bir kadındım ve bu hamlenin sebebini başından beri biliyordum. Boşuna 'Fahişe' değiliz   AYOL!   İntikamı soğuk bir yemek olarak hiç bir zaman sevmedim. Soğursa bile mikrodalgada ısıtıp yerim hiç umrumda olmaz.

Ve ben yapacağımı bilirim !

 Erkek olsaydım, ilerleyen zamanlarda bu hareketine kuvvetli bir şekilde osurarak karşılık verip odayı tozu dumana kattıktan sonra içimden; "Hadi buna da terlik uzatta göreyim KALTAK !" diye geçirirdim. Veya o an bir bayan olarak turuncu damarım tutsa, terliği uzatırken çenesinden tutar hafifçe başını kaldırara kulağına eğilir; "Sadece bu ayakla yatmak isteyen bile var. sevgilinin küçük iltifatı bu kadar zoruna mı gitti DOLMA BACAK ?! " deyip ağzımdaki sakızı alnına yapıştırırdım. Ama yapmadım. Haz almak adına intikamımı zamana yaydım.


Erkekler aralarında sohbete gireli çok olmuştu. Hiç bir b.ktan haberleri yok, karşılıklı duran iki tane 'kütük' kıvamındaydılar. Arkadaşım kuzu gibi pofuduk terlikleri kızararak giymiş koku terliğin içinde patlamaya hazır saatli bomba gibi hapsolmuştu. Kütüğün sevgilisi de durmadan erkeklere hizmet ediyor hamarat şılpıntıyı oynuyordu resmen. Her oturuşunda da giymediğim pofuduk terliklere bakarak uyuz oluyordu. Tekrar mutfağa gittiğinde sigara ağızlığımı ve sigarımı çıkartarak 'küllük' gibi görünen en yakın bibloyu elime aldım ve sigaramı yaktım.  Servis edilen kahvelerin fincana dökülmüş olmasından da anladım ki dolma bacağın sinirleri alt üst olmuştu. Mutfağa tekrar dönerken dayanamayıp "O küllük değil ama !" deme cesaretini buldu kendisinde.. Kaşlarımı kaldırıp Ava Gardner edasıyla erkek arkadaşına dönüp baktığımda "Olsun sonra yıkarsın olur biter. Şimdi balkonda soğukta içmesin." diyerek golü sevgilisinden yemiş oldu."Biz evde sigara kullanmayızda... ondan öyle tepki verdi" diyerek ekledi. Ben de 'şuh' bir gülümseme ile biten sigaramı biblonun üstüne söndürdüm. .

Ev sahipliğini yapmadığım ama kolayca alt ettiğim bu maçın son dakikalarında kedisi kucağında konuşmayan soluk benizli yenik bir kadın, ardarda yakılan beş sigaranın yapmış olduğu dumanaltı bir oda vardı.

Sohbet bitip evden çıkmadan 5 dakika önce de arkadaşıma dönerek " Şu terliklerle aptal gibi görünüyorsun çıkar şunları artık" demem ile beraber saatli bomba ( muthiş ayakları ) tekrar günyüzüne çıkarak kedinin tüylerini kaldırtacak kadar keskin bir kokunun yayılmasıyla son buldu gecem.

Tabiki bu intikam seksinin en doruk noktası da vişne çürüğü renginde olan rujlu dudaklarımı uzata uzata ev sahibi olan 'bayancık''HOŞÇAKAL TATLIM'

demek oldu tabi ki...




29 Mayıs 2010 Cumartesi

lalalala İsterim olsun !


Ben kalender meşrebi filan değilim ! Güzelini ararım çirkinine bakmam bile. En iddaalısını en çekicisini isterim herşeyin. "Standart ve sade bir yaşam sürmek istiyorum" diyenleride koyun gibi bacağından asarım. Ya da insaflı olup dürüstlüğe davet edebilirim. Çok çeşitlilikten bir şey olmaz tatlım. Dondurmanı hep sade içkini de hep aynı bardaktan içmeyeceksin. Biraz yolunu bileceksin, 'yollu' olacaksın.

Tanrımız bile hiç renkli bir kişiliğe sahip değil baksana. Nerede desen her yerde derler. (Ne yani benim 1 hafta bile yıkanmadığım oluyor pek arkamda dolaşmasın o zaman ) Kendisinden bir haber. Nasıl dersin mum yaktırırlar, özel günler de şarkı söylettirirler veya ayak kokan halılara baş koyarsın. Eee peki sonra dersin ehliyet sınav soruları gibi önüne tek basımlık bir kitap koyarlar. Bakarsın içindekiler listesine reenkarnasyon yok, içki yok, günah yok, yok yok yok . Ay reenkarnasyonun olsa ne yazar be. Öldürsen de gelmem ayol bir daha. Ben BUDİST olacam. Hayır yani işi onlar biliyor. Dök altını tepeleme, yap bir şişman amca, üzerini altınla giydir kendi zevkine göre... Çok mu sıradan kulaklarını burnunu değiştir hayfan filan yap. Yaratıcı ol biraz. Tütsüyüde koy dört bir yana.. Ee bu işlere inanabilmek için kafanın güzel olması gerekiyor biraz olsun. Adamlar işi biliyor. İhtişam var altın var cevherler var reenkarnasyon da var E BEN DE ORADAYIM TATLIM.

Sonra Hindistan'a gidip esas oğlanımı bulmam da cabası.. =)

Ya kazanmaya oynarım deliler gibi yada yok olmaya. Ya kürküm sırtımda elimde $$$$ lık süs köpeğim ağzımda cuba prosu eşliğinde limuzinimle film setine giderim. Ya da klozet kenarında saçlarım sıfıra vurulmuş şekilde altın vuruştan ölü bulunmuşumdur. ( Bak şu fakir sonumda bile eroine verecek param var =) )

Bilemiyorum.. Kurnaz olasım var bu aralar. Evli bir erkeğin yatağına girip karısına yakalanalasım var. Donup kalakaldığında da "BU İLK KEZ DEĞİLDİ" diye de kadına bağırasım var. O sırada kocası durumu düzeltmek adına kadına masum edebiyatı yapmaya çalışırken çıkardığım jartiyerleri tekrardan giyip paltomu alarak iğrenç kahkahalar atarak olay mahalinden uzaklaşasım var.

cık cık cık

kötü kız olmak bana hiç yakışmıyor.

Ay ne saçmalıyorum ben. Baaariz yakışıyor tatlım !

10 Nisan 2010 Cumartesi

Başöğretmen Konuşuyor Kızlar !

Selam, tatlım ! Çok zaman oldu değil mi burada SOSYAL MASTÜRBASYON yapmayalı.. Ben de diyorum ki nedir bu tatminsizlik, meğer teşhirden uzak kalmışım. Biraz oynaşalım da kendime geleyim artık !



Günlerdir yakın sayılabilecek bir arkadaşımla uğraşıyorum. Yok neymiş ! Sevgilisi bunu bırakıp gitmiş, üstüne aldatmış mış mış. Hayır bu hatun kısmının zekası nasıl işliyor anlamıyorum, heyecan denen bir şey var bu hayatta. Sen tulum hayri bacaklarının üstünde otur, surat as, ağla, zırla, bırakır tabi o adam seni. HAYRET bir şey ! Bazılarına bu saatten sonra meziyet edindirmek gerçekten güç geliyor şekerim. Biraz kadın gibi kadın olsan, sürüklesen o adam zaten aptala dönüp senden başkasını göremeyecek. Ama nerde fedakar oluyorsun, HIYAR o zaman sokaklara atıyor kendini. Şimdi otur 2. seçenek oluşunu büyük bir partiyle kutla bakalım.


- Sen poponu kaldırıp, jartiyerlerini çekseydin bunlar gelmezdi başına.

- Ama ben BAKİREYİM, ( Ki asıl bunlardan korkacaksın ) yapamam edemem ki.

- Şimdi o kimbilir kimlerle neler yapıyor tatlım.

- Bense kimsenin gözlerine bile bakamıyorum, hala aklımda o var..


iyi halt yiyorsun sen canım. OYSA, hep söylerim. Vurgunu yediysen "Fahişe"yi oynayacaksın tatlım. YANISIRA, adama ne yaparsan yap her zaman YEDEK birileri yer bulacak kıyında köşende. En güzelidir bir erkeğe nerede olduğunu açıklamamak. O aptal "Arkadaşı mıyım, sevgilisi miyim" derken, sen çoktan başkalarına göz kırpıyorsundur. Hem bir adama CANIM demekle "Aşkından Ölüyorum" demiş de olmazsın. işte bugün böyle kadınları takdir ediyorum, çünkü her zaman ONLAR kazanıyor. Bu tek adama kitlenmiş ruh hastası da otursun beklesin, hahayt!!!


Aaaaaayhhh,
bıktım vallahi BAŞÖĞRETMEN
olmaktan!

14 Mart 2010 Pazar

Heey !



Bir yere gitmedim buradayım tatlım. Ama bu sıralar hayat ile aram çok iyi.
Yazılacak çok şey, anlatılacak çok olay var. Bunun için biraz zaman var.

Ama tatlım... Ne olursa olsun elma şekeri ne kadar güzel olsa da, yedikten sonra elinde SAPI kalır.

Onun için tatlım;

Hatta kalın... Sizi müşteri hizmetlerine bağlıyorum. Bir sürelik.

29 Ocak 2010 Cuma

ŞİŞMAN VAAAARR ! ! !



Bunalımdayım. Bir zaman polyanna bir zaman sindrella bir zaman alis olabiliyorum. Hemen şuracıkta rapunzel olup turuncu saçlarımı camdan sarkıtarak ilk tutup çıkana verebilirim. Eğer bunu annemlerin evinde yaparsam müstakil bir ev olduğundan bahtım açık olmaz. Ama kendi evimde kalkışırsam bu işe, alt katımızdaki 35 yaşında olup annesinin yanında yaşayan abaza şişman çocuk Ercan Bey saçlarıma yapışıp HEHE HUHU sesleri eşliğinde tırmanır yanıma kesin. Zaten uzun zamandan beri bana yanık olan bu kırmızı yanaklı şişman Ercan, annesine ne söylüyorsa benim annemde kaldığım zamanlar onun annesinden bizim daireye yemek yağdırmacalar başlıyor. Kendimi unutulan dizi 'Yılan Hikayesi' ndeymiş gibi hissediyorum. Ben Zeyno başrol, o da memolinin altlarında oturan şişman Rambo Berk.


Her sabah işe giderken aynı saatte çıkıyor olmamızda ayrı bir olay. Beni merdivenlerde görüp;
"Bugün de pek bir HOŞUZ !" demesinden kusuntu ve bulantı geldi. O HOŞUZ deyişinde kırmızı yanakların dudağa kuvvetli pressiyle sıkıştırıp 'alabalık' halini alması, Hoşuz un HOŞŞ bölümündeki 2 'Ş' de dudakların sıkışmadan dolayı yapmış olduğu vibrasyonla tükürük sıçratması ve BENİ görmenin vermiş olduğu zevkle de ağız kenarlarından akan baloncuklu salya bir suratı görünce benim yaşama arzumu, hayat felsefemi, işe gitme isteğimi falan filan ortadan ikiye YARIYOR ! O gömlek altı sarkan memelerine tırnaklarımı geçirip acıdan ANNEEEE diye bağıracak olan ağzının içine KUSMAK istiyorummmmmm.

Size başka bir şey yazacaktım. ( Mesela neden bunalımda olduğumu. ) Fakat farkettim ki bu şişman kahramanımıza karşı pek bir dolmuşum onu gördüm.

Ayyhhhh!!
Kalınfenalık geldi bu tombuldan !

"Eğer uslu bir çocuk olursanız, bir gün Şişli'de gezerken çığlıklarımı bir apartman katından duyabilirsiniz."



Anti parantez

( Evin müstakil olduğunu ve yüksek topuklularım olduğunu yazıp bunu görerek söylendiğinizi duymadığımı sanmayın duydum. Biliyorum. Ama size bunu çoğu defa açıklamıştım. )

KÜSTAHIM !

26 Ocak 2010 Salı

Zeki Orbison !


















Ne kadar çok benziyorlar birbirlerine ! Yoksa ben mi yanlış görüyorum.

23 Ocak 2010 Cumartesi

Küstahım. Adamına göre..




"Valla ben yogamı evde yapıyorum. Mutfakta açıyorum televizyonu rahat rahat yapıyorum."


dedi kıvırcık karı.


Bakkk seeeeeennnn !


Burdan ne mi anladık sevgili blog izleyicileri ?


Bu kendisini beverly hills'in arka sokaklarından geldiğini zanneden paçoz karının aslında evini methetmesini anlıyoruz tabiki..


Haydi beraber gözlemleyelim;


" Valla ben " ( Zengin kadınların aldıkları bir şeyi veya methetmek istedikleri bir şeyi varsa başlayacağı ilk söz. )


"Yogamı evde yapıyorum." ( Yani yoga yapılabilinilmesi için gayet steril bir evim var demek istiyor. Ve yoga için gerekli alet edevatların alındığını belirtiyor. ) ( nike body- yer minderi- nike hava tabanlı ayakkabılar - reebok havlu vb. gerekli edevatlar )


Ve final.... Bu beni bitiren vuruş tur ki;


"Mutfakta açıyorum televizyonu rahat rahat yapıyorum."


Burada şairimizin demek istediği mutfağında yoga hareketlerini rahatlıkla görebileceği bir geniş ekran televizyonu olduğu, rahat rahat yapmasından kasıt mutfağının geniş olması, hem de hareketlerini rahatça yapabilecek bir mutfağının olmasıdır.


Peki sizce, ben altta kalır mıyım ? Söylediği lafa kahkahayı bastıktan sonra kaşlarımı yukarı kaldırarak;


" Bende bugün spora gideyim dedim. Bir türlü kıyafet seçemedim. Zaten yemek yemeye alt kata inmeyen ben arabama binip sporamı gidecem ? ALLAH AŞKINA SEN SÖYLE ŞEKERİM !


Evet, çok paralı bir spor merkezine kayıtlı olmayabilirim. Ki öyle olsam bile giyiceğim kıyafet arasında kararsız kalacağım kocaman gardroplarım yok. Alt katında mutfağa inebileceğim bir dublex evimde yok. Annemi babamı bıraktım şahsi bir arabam yok.


AMA soğanın karşısına sarımsağı dikerim arkadaş ! Hele ki böylelerine. Böyle gerçekleşti işte bir perşembe akşamı oturulan cafedeki diyalog...


Bu tipler benim kebap kategorime bile giremezler. Anca yemek öncesi hediye mayetinde verilen küçük LAHMACUN olurlar işte o kadar !


Ben Turuncu Bayanım tatlım. Bazen benden daha acımasızı olmaz. ( Bu resimde benden size gelsin Benim hayatımdaki benden sonraki turuncu ve güzel bayan )


Şerefe Ann Margret !